[Illustration Explain-Turkish Cops Being Attacked by Armenians in İstanbul Streets]
The explanation part of the ‘Illustration’ includes an article about ‘Turkish Armed Forces Being Attacked by Armenians in İstanbul Streets’. Meanwhile there is also reference to comments of British Minister of Foreign Affairs, Lord Salisbury politically presented about how they managed to get Abdülhamid the 2nd to form a comission in 1895 for demands to expand Armenian rights.
Indeed Lord Salisbury offered a plan to German Ambassador Von Herzfeldt in England in July 1895 about how to share Ottoman Empire but this plan was rejected by Germany at that time. [Grosse Politik der Europaischen Kabinette 1870-1914,Bd. X, s. 10 vd., 40 vd.]
England lost faith in the continuation of Ottoman Empire’s existence after the Ottoman-Russian war. They also started to have concerns about Russian Czardom having a powerful existence in the Mediterranean by capturing East and Southeast Anatolia with the help of the Gregorian Armenians, after they lost their influence in Caucasus that originated from the ‘Türkmenchay Treaty’ signed between the Persians and the British in 1828.
[Likewise, as a result of this dispute between England and Russian Czardom, Armenians would have to pay a heavy price after the Paris Peace Conference held in 1919
News about ‘Massacres of Armenains’ became quite frequently published in especially French and British media towards the end of 19th century whereas the American media which had not taken any sides about the matter yet was publishing just the opposite.
[Innocent(!) Armenians Through Historical NewsPaper Archives]
In an article published in L’Univers Illustrie Journal, it is mentioned why Abdülhamid the 2nd removed Grand Vizier Kamil Pasha from duty.
Translate to English copy of this article is as follows:
Incidents in Armenia & Anatolia
People were looking forward to the speech of Prime Minister Lord Salisbury about the ‘Matter of the Orient’ in the celebrations held by the Mayor. Prime Minister’s speech was comforting and helped remove the pessimistic atmosphere created by the war monger media.
It is a known fact that the delegates of the three super powers suggested changes to the special laws of the Ottoman Empire to end the distressing investigations about Armenians.
Lord Salisbury ruled out the concerns about the Sultan winning a political battle against the British by indicating that he accepted the resolutions of the super powers:
‘’The impression in the foreign countries was that I added new items to the demands of the three super powers and that I amended the resolutions in line with the thoughts of the international commission. That is not true. I did not add anything new to the demands. ’’
''I proposed verbally an alternative to the resolutions of the super powers, whereby having a similar and easily achievable solution, but that would result in a more heterogeneous comission conrolling the actual Muslim organization (hence the actual Muslim organization staying the same).
However when the Sultan accepted the proposal of the delegates from the three super powers, my alternative proposal became null and void. Since my suggestion for Muslim officials replacing Christian officials in this country (in Ottoman Empire) left an impression in European governments as if one religious group was developing an attitude towards another and since this was contradicting my position, I removed that.''
After this speech, Lord Salisbury indicated that the peaceful attitude of Christianity that was dominating Anatolia for 50 years was considered to be very important by the leader countries in continuation of this country’s existence.
The understanding of Lord Salisbury is that the leader countries worked in a tremendous unity that had never been seen before. Advisors of the Sultan indicated that massacres by Armenians would not be tolerated anymore. The reaction of the leader countries to this would be, according to Lord Salisbury, an expression of disapproval although this was just his opinion not the definite reaction.
It is now known why Grand Vizier Kamil Pasha resigned. This resignation became inevitable for the Sultan after he received a declaration from the three delegates of the leader countries. It is seen from this declaration that the leader countries complaint to the Sultan about the Grand Vizier because of his following statement: ‘’ The rebellions seen in several cities will not end soon’’.
The Sultan sacrificed his Prime Minister without blinking an eye following this declaration and made him resign.
Kamil Pasha became unforgiveable after this. The Sultan made him the governor of İzmir to be able to send him away from İstanbul as quick as possible and demanded him to start work there immediately. Kamil Pasha upon this, had to start heading for İzmir by sea although his health condition was not good.
Leader countries in their resolution communicated to the new Minister of Foreign Affairs (as was also communicated to the previous Minister) the conditions of Anatolia as well as their opinions about this and this time even with more determination and asked how the Sublime Porte was considering these and how it would protect its legal existence going forward.
The leader countries were hoping that no international intervention would be necessary after the Sublime Porte took all necessary precautions following the official treaty becoming effective.
La Gazette de Francfort is conveying the reason for the resignation of Kamil Pasha as follows:
The Grand Vizier warned the Sultan about the dangerous foreign political games played on him by a declaration. After Kamil Pasha returned to the palace, the Sultan summoned him, tore the declaration apart, threw it to the Grand Vizier and shouted at him as: ''Get out you traitor! ''. Kamil Pasha hardly survived after this and left the palace.
Thanks Nabi & Elif for translates
Turkish
1896 yılına ait L’Univers Illustrie dergisinin Kasım sayısında yer alan ve İstanbul’da Ermeni göstericilerin Osmanlı Emniyet teşkilatına saldırmasını temsil eden Illustrasyon, nadir örneklerden biridir. Fransız arşivlerinde yıllardan beri yer alan bu nadir canlandırmalar , ‘’ermeni soykırımı’’ propagandalarına uygun olmadığı için Avrupa ve Amerikan basınında ya da bilim çevrelerinde kesinlikle yayınlanmaz. Doğal olarak Ermeni Zoryan ya da Gomidas Enstitülerinin ya da Ermeni Websitelerinde bu tür canlandırmaları görmeyi ümit etmeniz bile bir hayaldir.
Illustrasyonun açıklama yazısında ‘’Türk Polisleri İstanbul Sokaklarında Ermenilerin Saldırısına Uğruyor’’ yazısı yer alırken, ilgili makale İngiliz Dışişleri bakanı Lord Salisbury tarafından , 1895 yılında Osmanlı Sultanı II. Abdulhamid’e , Ermeniler için talep edilen haklar için nasıl komisyon kurdurdukları diplomatik bir dille anlatılmış.
[ Halbuki 1895 Temmuzu’da Salisbury , İngiltere’nin Almanya Büyükelçisi Von Herzfeldt’e Osmanlı İmparatorluğunun paylaşımı için bir plan önermiş, ama bu plan Almanya tarafından kabul edilmemişti.
[Grosse Politik der Europaischen Kabinette 1870-1914,Bd. X, s. 10 vd., 40 vd.]
Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra İngiltere’nin artık Osmanlı Devleti’nin mevcudiyetinin devam edeceğine ilişkin inancını yitirdiğini, 1828 de Türkmençay anlaşmasın da İran aracılığı ile Kafkasya’da süren hükmünü yitiren İngiliz dış politikasında , Rus Çarlığı’nın Gregoryen Ermeni’lerinin yardımıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu ele geçirerek Akdeniz’de güç olması endişesi oluştuğunu görmekteyiz.Keza İngiltere ile Rus Çarlığı arasında bu sıkışmışlığın bedelini, 1919 daki Paris Barış Konferansından sonra Ermeniler çok daha ağır ödeyeceklerdir.]
19.yy sonlarında, özellikle Fransız ve İngiliz basınında ‘’Ermenilere yönelik katliam’’ haberleri yoğunluk kazanmışken, henüz taraf olmayan Amerikan basınında ise bu haberlerin zıttı haberler yer almakta idi
L’Univers Illustrie Dergisi’nde yer alan bu haberin inglizce çevirisini sunuyorum.
▬Ermenistan ve Türkiyedeki olaylar▬
Başbakan Lord Salisbury'nin Belediye Başkanının şöleninde Şark-Sorunu konuşması sabırsızlıkla beklenmekteydi. Başbakanın konuşması sakinleştiriciydi ve medyanın pesimist ve savaş havasını dindirdi.
Biliniyorki, üç büyük devletin elçilikleri tarafından Osmanlı devletinin özel kanunlarında değişiklikler önerdilerki, Ermenilerin hakkında ki korkulu soruşturmalar sonlansın.
Lord Salisbury bu konuda Sultan'ın büyük devletlerin önergelerini kabul ettiğini söyleyerek, Sultan’ın İngiliz Diplomasisine karşı zafer kazanmış olma endişelerini ortadan kaldırdı:
‘’Dış ülkelerdeki izlenim benim benim üç büyük devletin taleplerine yeni maddeler eklediğim ve uluslararası komisyonun düşüncelerine uygun şekilde değiştirdiğim yönündeydi. Ama bu doğru değil.Taleplere hiçbir şey eklemedim.’’
'' Alternatif olarak üçlü zirvenin taleplerinin bir benzerini, kolay ve aynı çözüm arayışında sözlü olarak aktüel müslüman organizasyonun aynı şekilde kalmasını, yanlız karışık bir komisyon kontrolünde olmasını önerdim.
Sultan üçlü elçilerin taleplerini kabul edince, benim alternatif önergem hükümsüz kalmıştır. Avrupa’da ki iktirdarların bu ülkede (Osmanlıda) bir dinin diğer dine tavır aldığı gibi bir izlenim yaratması benim pozisyonuma ters düştüğü için, Müslüman memurların Hıristiyan memurlarla yer değiştirmesi önerisini kaldırdım.''
Bu konuşmadan sonra Lord Salisbury, lider devletlerin hıristiyanlığın barışsal tavrını Türkiye'de 50 seneden beri sürdürdüğünü, bu ülkenin devamlılığı önemli gördüğünü belirtti.
Lord Salisbury'nin anlayışı şudur ki, lider ülkeler bu ana kadar görülmemiş bir birlik çalışması arz etmişler. Sultan'ın danışmanları bir dahaki katliamlara göz yumulacağını zanetmesinler. Liderler nasıl mı davranır? Konuşmacı bu konuda kehanette bulunamıyor, yanlız ıfadesinde, lider ülkelerin bir dille tavır vericeklerini söylüyor.
Şimdi Sadrazam Kamil Paşa’nın istifa nedenleri biliniyor. Sultan üç büyük devlet elçilliğinden gelen başvurusundan sonra bu istifayı ön gördü. Bu bildiride diplomatlar Vezir'in verdiği beyanda ‘’ Vilayetlerde çıkan ayaklanmaların bir anda son bulmayacağını’’ söylediği için şikayet etmişler.
Sultan bir an beklemeden Başbakanını istifaya çağırıp kurban etmiştir.
Kemal Paşa tamamen bağışlanamaz hale düştü. Onu İstanbul'dan uzaklaştırmak için Sultan emredip onu İzmir valisi olarak atamiş ve hemen iş başına geçmesini istemiş. Sağlık durumunun iyi olmamasına rağmen, zorunlu olarak gemi ile İzmir istikametine doğru yola çıkmıştır.
Önergelerinde yeni Dışişleri Bakanına önceki Bakana bildirildiği gibi, Anadoludaki durumu ve görüşleri tekrar aktarılması, bu sefer daha azimli iletilmesi ve Babıali'nin bu durumu ve tüzel hayatı nasıl koruyacağına dağir tavır alıcağınının sorulmasını buyurmuştur.
Büyük liderler resmi anlaşmayı yaptıktan sonra, Babıali'nin her türlü önlemi ele alacağını ümit ediyorlar ki, uluslararası bir müdahale gerekli olmasın.
La Gazette de Francfort Gazetesinde Kamıl Paşa'nın istifa nedeninin sebebini şöyle aktarıyor.
Büyük Vezir bir bildiri ile Sultan'ı etrafındaki dönen tehlikeli Dışileri politikaları konusunda uyarmıştır. Kamil Paşa Saray'a döndükten sonra Sultan bildiriyi yırtıp ayaklarının ucuna fırtlatmış ve bağırmış: '' Çık buradan, hain! '' Kamil Paşa güçlükle hayatta kalıp Saray'dan ayrılmıştır.
0 yorum:
Yorum Gönder